Bir Gün Kanser Olursam... - Çaykolik Blog - Kişisel Blog

Bir Gün Kanser Olursam...

Merhaba
Garip geldi değil mi böyle bir başlık görmek? 'Bir Gün Kanser Olursam' insanın kendine böyle bir pis illeti kondurması ve yazısını yazması da pek iç açıcı değil tabii. Ama yazmak istedim çünkü 'tek ben mi böyle düşünüyorum' dediğim bir durum var. Bu yazıya da fotoğraf olarak en çok Neslican Tay'ın fotoğrafını uygun gördüm. Çünkü o birçok kanser hastasına hatta hayatından gereksiz konular yüzünden memnun olmayan doyumsuzlara ışık oldu. 
Bir Gün Kanser Olursam

Son yılların en büyük hastalıklarının başında. Çoluk çocuk demiyor, genç yaşlı demiyor yapışıyor yakaya. Eskiden de bu kadar vardı da biz mi bilmiyorduk? Yoksa gerçekten teknoloji ile birlikte bu da mı yayıldı bilmiyorum. Teknolojinin birebir buna etkili olduğu söylentileri konusuna da girip ahkam kesmeyeceğim; bilgim sınırlı.
Bundan yaklaşım 1 yıl önce Onkolog Yavuz Dizdar şöyle demişti “Bugün kanser denen vakaların büyük bir bölümü taramayla saptanıp hastalık konumuna sokuluyor, oysa ortada hastalık yok. Sistem, hastaneleri doldurmak için hasta pompalıyor” oldukça ciddi şeylerden bahsediyordu konuşmasının devamında ama çıkan tek sesler anlık etki eder, çoklu sesler ilgi uyandırır o sebeple eridi gitti söyledikleri ve biz ne kadar gerçek olduğunu bilemedik.
Gelelim bahsettiğim duruma. Bir kanser hastasından son dakikaya kadar hastalığını gizlemek ne kadar doğru? Bunu özellikle son evrede olan ve tedavi seçenekleri tükenmiş hastalara yapıyorlar.  Diğer türlü kemoterapi veya diğer tedavi şekilleri devam ettikçe kişi anlıyor.
Mesela, oldukça sağlıklı görüneni kendisi de öyle olduğunu zanneden bir tanıdığımız ani bir karın ağrısı ile hastaneye kaldırılıyor. Testler tahliller  vs derken sonuçta kolon kanseri olduğu saptanıyor.  Ameliyat oluyor ama bu operasyonda artık yapılacak bir şey olmadığını görüyor doktorlar. Ailesinin isteği üzerine kendisi bu durumu bilmiyor. Bağırsağında bir yara var, o yara iyileşince taburcu olacak zannediyor.
Eşim yanına gidiyor ziyarete ve bir berber getireyim de tıraş etsin seni, saçın sakalın uzamış diyor. Hastamızın ona verdiği cevap 'gerek yok yarın öbür gün taburcu olurum, kendi berberime giderim' şeklinde oluyor. Ve bu abimiz ertesi gün hayatını kaybediyor! Ne oldu şimdi? Evet kanser   olduğunu bilmedi bunun için üzülmedi ama belki son defa görmek isteyeceği biri, helallik almak isteyeceği bir durum vardı. Bunu ona yapmaya kimsenin hakkı yoktu.
İşte bu ve benzer örnekleri gördüğüm için söylüyorum; siz bu konuda ne düşünürsünüz bilmiyorum ama eğer ben bir gün böyle bir hastalığa tutulursam saniye bile kaybetmeden bana söylenmeli, beden benim bedenim karar bana bırakılmalı. Doktor dahil kimsenin benim bedenim, benim acılarım üzerine karar verme hakkı yok.
Bu vesile ile lütfen gidip kan örneği verip donör olun belki birine hayat olursunuz. Sadece gidip kan veriyorsunuz, o örnek testlere tabi tutulup bilgileriniz saklanıyor. Gerektiğinde sizinle irtibat kuruyorlar.
Hepimize ömür boyu sağlıklı, huzurlu günler diliyorum.
Yeni bir yazıda görüşmek üzere.
Sevgiler

2 yorum:

  1. Uzun zaman önce donor oldum çok iyi biliyorum bu illetin ne olduğunu ve ben de ne hastadan ne yakınlarından gözlemlemesi taraftariyim 20 yıl önce kaybettiğim babamın hastalığını biz en son duymistuk�� babama da hic söylenmedi ama o herkesle helalleşme şansı bulanlardan di ��

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok acı bir durum Allah kimseyi öyle bir hastalıkla sınamasın

      Sil

Blog Tasarım : Sosyal Medya Kafe
ÇAYKOLİK BLOG COPYRİGHT © 2017 TÜM HAKLARI SAKLIDIR.